DAVAYA SON VEREN TARAF İŞLEMLERİ
İBRANAME, FERAGAT, KABUL VE SULH
İBRANAME
İbraname, bir kişinin borcunu veya bir hakkını tamamen veya kısmen affettiğini belirten yazılı bir beyandır. İbraname, genellikle noter veya yetkili bir merci tarafından düzenlenir ve tarafların bu anlaşmayı resmiyete dökmelerini sağlar. Özellikle borçların kapatılması veya anlaşmazlıkların sonlandırılması gibi durumlarda kullanılır. İbraname, taraflar arasındaki anlaşmazlıkların çözümünde ve yasal süreçlerde önemli bir belge olarak kabul edilir.
TBK 132. maddesine göre ibra hususu düzenlenmiş olup, taraflar "...şekle bağlı olmaksızın yapacakları ibra sözleşmesiyle tamamen veya kısmen ortadan kaldırabilir" şeklinde ibraname sözleşmesi yapabilecekleri düzenlenmiştir. Bu şekilde yapılan bir sözleşmeyle borçlu ifa yükümlülüğünden kurtulur.
İbranamenin geçerli olması için belirli şartlar yerine getirilmelidir. İşte bu şartlar:
Serbest İrade: İbraname, tarafların serbest iradeleriyle yapılmış olmalıdır. Tarafların zorlama, hile, aldatma veya hukuki kısıtlamalar olmaksızın özgürce anlaşmaları gerekir.
Yazılı Olma: İbraname yazılı olarak düzenlenmelidir. Sözlü olarak yapılan anlaşmalar, genellikle kanıtlanması zor olduğu için geçerli kabul edilmez. Bu nedenle, ibranamenin yazılı hale getirilmesi önemlidir.
Yetkili Tarafların İmzası: İbranamenin geçerli olması için yetkili tarafların imzalarını taşıması gerekir. Tarafların yetkili temsilcileri veya vasiyetname gibi özel durumlarda yasal bir temsilci tarafından imzalanması gerekebilir.
Açık İfade: İbraname, affedilen borcun veya hakkın net bir şekilde belirtilmesini ve tarafların anlaşmasını içermelidir. Belgenin içeriği açık ve net olmalıdır.
Tarih ve Şartlar: İbranamede, anlaşmanın yapıldığı tarih ve diğer önemli şartlar belirtilmelidir. Bu, belgenin ne zaman geçerli olduğunu ve hangi koşullar altında yapıldığını belirlemek için önemlidir.
Resmiyet: İbranamenin resmiyet kazanması için belirli durumlarda noter onayı veya yasal prosedürlerin izlenmesi gerekebilir. Özellikle maddi değeri yüksek olan borçlar veya haklar söz konusu olduğunda, resmiyet önemlidir.
Bu şartlar genel olarak ibranamenin geçerliliği için gereklidir, ancak duruma ve ülkenin hukuki yapısına göre değişiklik gösterebilir.
İbraname bir sözleşmedir. İbranamede, bir kişinin borcunu veya hakkını affettiğini beyan ettiği için, bu belge bir sözleşmenin unsurlarını taşır.
Bir sözleşme genellikle taraflar arasında hak ve yükümlülükleri belirleyen yazılı veya sözlü bir anlaşmadır. İbranamenin de bu tanıma uygun olarak, taraflar arasında yapılan bir anlaşmayı ifade ettiği söylenebilir. İbranamede, bir taraf borcunu veya bir hakkını affettiğini belirtirken, diğer taraf da bu affı kabul ettiğini beyan eder.
İbranamede borçlu imza atmazsa, belgenin geçerliliği ve yasal etkisi ciddi şekilde etkilenebilir. İbranamenin geçerli olması için taraflar arasında karşılıklı bir irade beyanı gereklidir. Borçlu, ibranameyi imzalamadığı takdirde, bu belgede yer alan borcun veya hakkın affedilmesine ilişkin irade beyanını yapmamış olur.
Bu durumda, ibranamenin hukuki olarak geçerli olması mümkün olmayabilir ve affedilen borç veya hak hala geçerliliğini koruyabilir. Eğer borçlu ibranameyi imzalamamışsa, alacaklı, borcun tahsili veya hak talebi için diğer yasal yolları kullanabilir.
FERAGAT
Feragat, bir hak veya talepten vazgeçme veya ondan vazgeçme eylemidir. Bir kişi, belirli bir hakkını kullanmama veya taleplerinden vazgeçme kararı alırsa, bu feragat olarak adlandırılır. Feragat, genellikle yazılı olarak yapılır ve diğer taraflara açık bir şekilde beyan edilir.
Feragat, çeşitli hukuki ilişkilerde ve durumlarda ortaya çıkabilir.
Feragat, kişinin iradesine dayanan bir eylemdir ve genellikle serbestçe yapılan bir seçimdir. Ancak, bazı durumlarda, feragat belirli yasal şartlara tabi olabilir ve belirli bir biçimde yapılması gerekebilir. Bu nedenle, feragat işlemleri hukuki açıdan dikkatlice ele alınmalı ve gerektiğinde bir avukattan veya uzman bir hukuk danışmanından destek alınmalıdır.
Feragat genellikle tek taraflı bir irade beyanı veya tasarruf olarak kabul edilir. Feragat, bir kişinin kendi iradesiyle bir haktan veya talepten vazgeçmesini ifade eder ve bu nedenle genellikle tek taraflı bir eylemdir.
Feragat, kural olarak karşı tarafın onayına ihtiyaç duymadan kendi iradesiyle gerçekleştirebileceği bir eylemdir. Kişi, belirli bir hakkı kullanmama veya bir talepten vazgeçme kararı aldığında, bu feragat, kişinin kendi iradesi doğrultusunda gerçekleştirdiği bir tasarruf olarak kabul edilir.
Ancak, bazı durumlarda, feragat belirli yasal şartlara veya prosedürlere tabi olabilir. Örneğin, feragat edilen hakkın veya talebin belirli bir biçimde yazılı olarak beyan edilmesi gerekebilir veya belirli yasal süreçlere uyulması gerekebilir. Ancak bu durumlar, feragatın genel olarak tek taraflı bir irade beyanı olduğu gerçeğini değiştirmez.
Mahkemede feragat, bir davacının veya davalının davaya ilişkin haklarından veya taleplerinden vazgeçme eylemidir. Feragat, genellikle mahkemede, davayla ilgili taraflardan biri tarafından yapılan açık bir beyan veya taleptir.
Bir taraf, davanın sonuçlarından kaçınmak veya süreci hızlandırmak için davayı sonlandırmak istediğinde, feragat talep edebilir. Feragat genellikle mahkeme huzurunda açıkça ifade edilir ve karşı tarafın da bu feragatı kabul etmesi gerekmez. Davadan feragat Hukuk Muhakemeleri Kanunu 311.maddesine göre kesin hüküm doğurur ve karşı tarafın kabulüne de bağlı değildir. Karar kesinleşinceye kadar her aşamada feragat mümkündür.
Mahkemede feragat, davanın sonuçlarını etkileyebilir ve taraflar arasında anlaşma sağlanması veya davanın sona erdirilmesi anlamına gelebilir. Ancak feragatın yasal ve prosedürel sonuçları olabilir, bu nedenle feragat eden tarafın dikkatlice düşünmesi ve gerekirse hukuki danışmanlık alması önemlidir.
İBRANAME VE FERAGATNAME ARASINDA BAZI TEMEL FARKLAR:
İçerik ve Amaç: İbraname, bir borcun veya bir hakkın affedilmesini beyan eden bir belgedir. Bir taraf, diğer tarafa borçlu olduğu bir miktarı veya bir hakkı affettiğini bildirir. Feragatname ise, bir tarafın belirli bir haktan vazgeçtiğini veya bir talepten feragat ettiğini belirten bir belgedir.
Hukuki Sonuçlar: İbraname, borcun veya hakkın affedildiğini beyan eder ve bu nedenle belgede belirtilen hususlar artık geçerli değildir. Feragatname ise, belirli bir haktan feragat edildiğini açıklar ve bu hakkın artık kullanılamayacağını belirtir.
Taraflar Arasındaki İrade Beyanı: İbraname, genellikle borçlu tarafın alacaklıya bir borcunu affettiğini beyan ettiği bir belgedir. Feragatname ise, bir tarafın belirli bir haktan vazgeçtiğini beyan ettiği bir belgedir.
Konu: İbraname genellikle borçlarla ilgidir, feragatname genellikle haklarla ilgilidir. İbraname borç ilişkilerinde kullanılırken, feragatname genellikle hak veya taleplerin bırakılması veya vazgeçilmesi durumunda kullanılır.
Uygulama Alanı: İbraname, genellikle alacaklı ve borçlu arasındaki borç ilişkilerinde kullanılırken, feragatname, bir kişinin belirli bir haktan veya talepten vazgeçmesi gerektiği durumlarda kullanılır.
Bu farklar göz önüne alındığında, ibraname ve feragatname arasında temel bir ayrım yapılabilir. İbraname borçlarla ilgili olarak kullanılırken, feragatname haklarla ilgili olarak kullanılır ve her biri farklı hukuki sonuçları beraberinde getirir.
KABUL
Hukuk aleminde "kabul", bir tarafın diğer tarafın iddia veya taleplerini kabul etmesi veya kabul ettiğini beyan etmesi anlamına gelir. Bir taraf, karşı tarafın iddialarını veya taleplerini kabul ederek, anlaşmazlığı çözmeyi veya davanın sonuçlanmasını sağlamak amacıyla kabulde bulunabilir.
Örneğin, bir davanın tarafı olan davacı, davalının belirli bir miktar tazminat talebini kabul edebilir ve mahkemeye "davalının talep ettiği miktarı kabul ediyorum" şeklinde bir beyan sunabilir. Bu durumda, dava mahkeme tarafından belirli bir miktar tazminatın ödenmesiyle sonuçlanabilir ve taraflar arasında anlaşmaya varılmış olur.
Kabul, taraflar arasında uzlaşmayı sağlayabilir ve davanın sonuçlanmasını hızlandırabilir. Ancak kabul, genellikle taraflar arasında karşılıklı bir anlaşma gerektirir ve yasal sonuçları olabilir.
HMK 308.maddesinde kabul düzenlenmiş olup buna göre, kabul, davacının talep sonucuna, davalının kısmen veya tamamen muvafakat etmesidir. Kabul, ancak tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri davalarda hüküm doğurur. Başka bir deyişle tarafların özgürce kararlaştıramadıkları konularda kabul yapılması mümkün değildir. Feragat ve kabulün şekli HMK 309. maddesinde hüküm altına alınmış olup, Feragat ve kabul, dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılır. Feragat ve kabulün hüküm ifade etmesi, karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı değildir. Kısmen feragat veya kabulde, feragat edilen veya kabul edilen kısmın, dilekçede yahut tutanakta açıkça gösterilmesi gerekir. Feragat ve kabul, kayıtsız ve şartsız olmalıdır. Buna göre şarta bağlı kabul hüküm ifade etmeyecektir.
SULH
HMK 313 ve devamı maddelerine göre Sulh, görülmekte olan bir davada, tarafların aralarındaki uyuşmazlığı kısmen veya tamamen sona erdirmek amacıyla, mahkeme huzurunda yapmış oldukları bir sözleşmedir. Sulh, ancak tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri uyuşmazlıkları konu alan davalarda yapılabilir. Dava konusunun dışında kalan hususlar da sulhun kapsamına dâhil edilebilir. Sulh, şarta bağlı olarak da yapılabilir.
Sulh, taraflar arasında anlaşarak veya mahkeme süreci içinde, dava açılmadan önce veya açıldıktan sonra, uyuşmazlıkların gönüllü olarak çözülmesini ifade eder. Sulh, genellikle tarafların mahkeme süreci dışında anlaşmaları ve davanın çözümü için bir uzlaşmaya varmaları anlamına gelir.
Sulh, hukuki anlamda bir uzlaşma sağlayarak, taraflar arasında bir anlaşmazlığın çözülmesini amaçlar. Taraflar, dava açmadan önce veya dava sürecinde, mahkemeye başvurmadan önce veya mahkeme sürecinde, belirli bir konuda anlaşarak sulh edebilirler. Sulh, genellikle mahkemede uzun sürecek olan dava sürecinin yıpratıcı etkilerini önlemek ve maliyetlerden kaçınmak için tercih edilir.
Sulh yoluyla çözülen bir uyuşmazlıkta, taraflar arasında bir anlaşma sağlanır ve bu anlaşmaya dayanarak mahkeme tarafından bir karar verilir veya dava düşer. Sulh, tarafların kendi istekleri ve iradeleriyle gerçekleştirilen bir uzlaşma sürecidir ve genellikle tarafların karşılıklı çıkarlarını gözetir.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun ilgili maddeleri, sulh yoluyla çözülen uyuşmazlıkların düzenlenmesi ve sürecin nasıl işleyeceğine ilişkin hükümleri içerir. Bu hükümler, taraflar arasındaki sulh sürecinin adil ve etkili bir şekilde yürütülmesini sağlamayı amaçlar.